Sağlığımızı etkileyen önemli konuların başında gelen kanser ve obezite cerrahisi üzerine merak edilen soruları Doktor Fikret İrkin’e sorduk.
Kanser ve obezite cerrahisi alanında uzmanlaşmış olan Dr. İrkin, söyleşimizde obezitenin kanser ile ilişkisinden cerrahi tedavi seçeneklerine, teknolojik gelişmelerden hasta-doktor iletişimine kadar pek çok konuda düşüncelerini ve tecrübelerini paylaştı.
RuhsalBedensel.com/Oğuz Kemal Özkan
- Kanser cerrahisi ve obezite (şişmanlık) cerrahisi alanına nasıl ilgi duymaya başladınız?
Obezitenin tüm dünyada ve ülkemizde yaygınlaşması, buna bağlı kronik hastalıkların yaşam süresini kısaltması nedeniyle obezitenin tedavi edilmesi gereken bir durum olduğunu son 20-30 yıllık araştırma sonuçlarında gördüm. Obezitenin başka yöntemlerle tedavi edilemediği durumlarda belirli kriterlere bağlı olarak cerrahi seçeneğinin de bulunması gerektiği için bu konu ile ilgilenmeye başladım.
- Obezite ile kanser arasındaki ilişki hakkında bilgi verir misiniz? Obezitenin kanserin gelişimine etkileri nelerdir?
Tedavi edilmemiş obezitenin riskini artırdığı kanser tiplerini şöyle özetleyebilirim:
-meme kanseri
-rahim kanseri
-kalın barsak başta olmak üzere sindirim sistemi kanserleri
-prostat kanseri
-böbrek kanseri
- Obezite ile özellikle hangi kanser tipleri arasındaki ilişki daha fazla inceleniyor?
Meme kanseri ile kuvvetli ilişkisi vardır. Bu nedenle 40 yaşını aşmış morbid obez kadın hastalarda ameliyat öncesi meme kontrolü muhakkak yapılmalıdır.
- Obezite ve kanser tedavisi için uygulanan tedavi yaklaşımları ve cerrahi müdahaleler hakkında bilgi verebilir misiniz?
Obezitenin ileri aşamalarında, başarısız diyet ve tıbbi tedavi sonrasında cerrahi tedavi seçenekleri vardır. Bunların içinde en yaygın kullanılan cerrahi işlem Tüp Mide Ameliyatı olarak bilinen sleeve gastrektomidir. Burada amaç mideyi bir tüp haline getirerek hacmini küçültmek ve mide kulakçığı olarak adlandırabileceğim fundus kısmını da çıkararak iştah hormonu salgısını azaltmaktır.
Cerrahi gibi ciddi girişimler uygulanacak hastaların muhakkak mental olarak buna hazır olması gerekir. Mental hazırlık olmadan yapılan tüp mide ameliyatları sonrası nüks oranları oldukça yüksektir.
İkinci olarak by-pass ameliyatları popülerdir. Burada hem mide hacmi küçültülür hem de emilimi bozmak için sindirim yolunda saptırma yapılır. İleri obezitede çok etkili olmasına karşın emilim bozukluğu nedeniyle ileri derecede beslenme kontrolleri gerektirir. Kontrolsüz kalındığında ölüme kadar giden beslenme eksiklikleri oluşturabilir.
Daha düşük kilolarda mide balonu diyete destek olarak uygulanabilir. Temel amaç beslenme alışkanlıkları düzenlenene kadar diyet yapmaya yardımcı olmaktır.
- Obeziteyi önlemek ve kanser riskini azaltmak için neler yapılabilir?
Fazla kilo başladığı anda mutlak diyetisyen danışmanlığı almak gereklidir. Diyetisyenlerin sağlıklı beslenmeyi öğretene kadar bu danışmanlığı sürdürmesi önemlidir. Elbetteki aktiviteyi artırmak, sedanter yaşamdan kaçınmak ve spor yapmak da önemlidir.. Aslında temelde yeme bozukluğunun hem beslenme yönü hem de psikolojik yönü vardır. Bu nedenle bulunduğum merkezde diyetisyen+ psikolojik danışmanlık içeren paketler sunulmaktadır.
Kanserden tamamen korunmak mümkün değildir ancak riski artıran beslenme ve zararlı alışkanlıklardan uzak olmak, yaş ve cinsiyet ile ilişkili olarak tarama programlarını düzenli yaptırmak doğru bir yaklaşım olacaktır.
- Kanser cerrahisi alanında karşılaştığınız en büyük zorluklar nelerdir?
Kanser cerrahisinde başarı şansını artıran en önemli şey erken tanıdır. Erken tanı için oluşturulan programlara karşı zaman zaman cehaletten kaynaklanan bir direnç nedeniyle ileri evrede baş vuran hastaların tedavisi çok daha zor ve başarı şansı sınırlıdır.
- Kanser cerrahisindeki son teknolojik gelişmeler ve bu gelişmelerin hastalar üzerindeki etkileri hakkında bilgi verebilir misiniz?
Kanser cerrahisinde yarım yüzyıl önce agresif cerrahi ön plandayken, geçen yıllar içerisinde tanı yöntemlerinin gelişmesi ve taramaların artması sonucu erken tanıya bağlı minimal invazif yöntemler daha çok uygulanır olmuştur. Yani yapılan cerrahi işlemler daha küçülmüş ve organ – fonksiyon kayıpları daha azalmıştır.
- Kanser bilincini artırma ve erken teşhisin önemini vurgulamak için neler yapılabilir?
Kanser yaş arttıkça olma olasılığı artan bir hastalıktır. İnsan yaşam süresi arttıkça görülme miktarı da doğru orantılı olarak artacaktır. Bu nedenle her ulus kendi içinde sık görülen ve halk sağlığı sorunu oluşturan kanserlere karşı tarama programları oluşturmaktadır. Tarama sağlıklı bireylere yapılan bir şeydir. İnsanlar “bir şikayetim yok, o zaman yaptırmama gerek yok” diye düşünmemelidir. Ülkemizde de aile sağlığı merkezleri ve KETEM’ler aracılığıyla bu taramalar sık görülen kanser tipleri için yapılmaktadır.
- Kanser cerrahisi uygulayan bir doktor olarak, hasta-doktor iletişiminin önemini ve etkili bir iletişimin nasıl kurulabileceğini düşünüyorsunuz?
Kanser tanısı almış bir hastanın tedavi sürecini planlarken ekip olarak davranmak gerekir. Bu ekibin içinde hastanın kendisi, ailesi ve ilgili branş doktorları olmalıdır. Sürecin içinde olan hasta-tedavi uyumu açısından hep yeterli ve doğru bilgilendirilmeli, tedavi seçenekleri kendisi ile tartışılmalı ve karar kısmında hastanın kararlarına saygı duyulmalıdır. Bu iletişimi sağlayabilen doktor ile hastası arasında hayat boyu bir bağ oluşur.
- Kanser cerrahisi ve obezite cerrahisi alanında kendinizi nasıl sürekli geliştiriyorsunuz? Meslektaşlarınıza veya gelecekteki cerrahlara önerileriniz nelerdir?
Öncelikle dünya üzerinde yapılan bilgi alış-verişlerini iyi takip etmek önemlidir. İlgili konularda dünya çapında oluşan konsensüs kararlarını gerekçeleri ile birlikte takip etmelerini, ancak katılmadıkları gerekçelere körü körüne uymadan farklı görüş ve deneyimlerin kanıtlarını dikkatlice incelemelerini tavsiye ederim. Kişisel deneyimler yüzler ile sayılabilecek hastayı içerirken dünyadaki deneyimler bazen yüzbinleri bulabilir. Sadece kendi deneyimlerinden değil başkalarının deneyimlerinden de yararlanmalarını, bu deneyimlerin paylaşılıp tartışıldığı bilimsel aktivitelere katılmalarını tavsiye ederim. Öyle ki bulunan yeni kanıtların değerine göre yaklaşımlar çok kısa sürelerde bile değişebilmektedir. O yüzden interaktif olarak bunları izlemeleri ve mümkünse katkı vermelerini tavsiye ederim.
- Çağımızın en büyük iki sorunu ile mücadele konusunda en önemli ve önlem alıcı olacağını düşündüğünüz uyarılarınız nelerdir?
Birincisi korkmayın; taramalardan, muayenelerden… Sizde olmayan hiçbir şey kontrole gittiğiniz için oluşmaz.
İkinci olarak stres faktörünü hayatınıza mümkün olduğunca sokmayın.
Beslenme ve psikolojinin birbiri ile çok yakın ilişkili olduğunu ve bunların da başka organik hastalıklara yol açtığını unutmayın.
Üçüncü olarak, bedenimizin sorumluluğu öncelikle bizdedir. Bu sorumluluktan kaçıp kolaycı ve agresif çözümlere yönelmeyin. Her hastalığın en iyi tedavisi fizyolojik olarak zarar vermeyen ve sağlıklı olan yöntemlerdir unutmayın. Örnek: psikoterapi+diyet, ilaç kullanmaktan; ilaç, balon takılmasından ve balon takılması, ameliyattan daha kolay ve sağlıklıdır. Tedavisinde sorumluluk almayan hastaların başarı şansı düşüktür.
- Bize bu söyleşi fırsatını verdiğiniz için okurlarımız adına teşekkür ederiz. Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Herkese sağlıklı bir hayat diliyorum.