Türk Tabipleri Birliği, Halk Sağlığı Uzmanları Derneği, Türk Toraks Derneği, Türkiye Milli Pediatri Derneği ve Türkiye Psikiyatri Derneği, Covid-19 ve okullar ile ilgili ortak bir açıklama yaptı.
“Önlemler Alınsın, Okullar Açılsın” başlıklı açıklamada salgın koşullarında önlemler alınarak eğitime devam edilmesine öncelik verilmesi gerektiği vurgulandı. Çocuk sağlığına ve eğitimin durmasının uzun erimli etkilerine önem verildiğinde salgın konusunda yöneticilerinin sergilemesi gereken tutum başka ülkelerdeki örneklerle birlikte ele alındı. Eğitim çalışanlarını ve çocukları, çocuklara bakım vermekle yükümlü olanları gözetmeden psikososyal etkilerin önüne geçmenin mümkün olmayacağının altı çizildi. Çocuk yaşta Covid-19 hastalığı, salgın koşullarında okulların kapalı tutulmasının zararları, okulların uzun süre kapalı kalmasının çocuklar ve toplum üzerindeki etkisi güncel bilimsel bilgiler ışığında tartışıldı. Okulların açılması ve eğitimin tüm kademelerde sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi için önerilere yer verildi.
Açıklamanın tamamı şöyle:
“Çocuklarımızın iyiliği ve geleceği için örgün eğitim vazgeçilmezdir. Pandemi nedeni ile iktidar ülkemizin okul ve üniversitelerinin kapısına kilit vurmuştur. Kısmi açılmalar dışında okulları bir yıldır kapalı tutmaktadır. Dünyada AVM’ler, restoranlar, fabrikalar ve iş yerlerini açık tutarken okulları kapatan başka bir devlet bulunmamaktadır. Türkiye, OECD ülkeleri arasında ilkokulları açık ara ile en uzun süre kapatan ülke olmuştur. Nisan ayında Türkiye dünyada en fazla COVID-19 vakasının görüldüğü ülke olmuş, ancak yayılımı önlemek için etkili önlemler almak yerine, hükümet bir kez daha çocuk ve gençleri pandemiye kurban etmiş, okul öncesi eğitim kurumları ile 8 ve 12. sınıflar hariç tüm kademeleri 15 Nisan 2021 itibariyle tüm ülkede yeniden kapamıştır. Bu kademeler de 29 Nisan 2021 itibarı ile kapanmıştır.
Okulların bir yıldan uzun süredir kapalı olduğu ülkemizde bu kapanmalar nedeniyle çocukların yaşadığı bilişsel, duygusal ve fiziksel kayıpların ne yazık ki telafisi yoktur. Daha fazla kaybı engellemek için, Ramazan Bayramı sonrasında diğer yerler açılmadan önce ilk olarak okul öncesi eğitim kurumları, ilkokullar, köy ve belde okulları ve özel eğitim merkezleri açılmalıdır.
Ülkemizde okulların kapalı tutulmasının fayda ve zararları ile ilgili somut veri bulunmamakla birlikte tüm dünyada toplanan veri ve bilgilerin ülkemiz bağlamında değerlendirilmesi bize şunları göstermektedir:
Çocuklar COVID-19 nedeniyle tehlikede değiller; toplumda yayılma için tehlikeli değiller.
- B.1.1.7 (İngiliz) varyantının çocukları daha fazla etkilediği ya da çocuklarda daha ağır hastalık yaptığı yönündeki söylentiler, yapılan araştırmalarla çürütülmüştür . COVID-19 hastalığının ağır seyretme riski ve bulaşıcılığı bu varyant varlığında dahi yaş azaldıkça keskin biçimde azalmaktadır. Okul öncesi ve ilkokul yaş grubu COVID-19’den en az etkilenen ve bulaştıran grup olmaya devam etmektedir. 12 yaş üstü gençler hastalıktan daha az etkilenmekle birlikte bulaştırıcılıkları yetişkinlerle yaklaşık olarak aynıdır.
- Okullar bu salgında salgının ana yayılma merkezi değildir ve okullarda görülen olgular toplumdaki yayılmanın bir yansımasından ibarettir. Çocuklar daha az bulaştırıcı olduğu için, COVID-19 geçiren çocukların hastalığı okullardan değil, çoğunlukla birlikte yaşadıkları yetişkinlerden ya da restoran, düğün, vb. diğer kalabalık ortamlardan aldığı anlaşılmaktadır. Yani çocuklar okullarda başka çocuklarla birlikteyken, evlerinden ve diğer yetişkinlerle birlikte oldukları ortamlardan daha güvendedirler. Bu nedenle, okulların kapanması COVID-19 yayılımını azaltmamakta; açılması ise COVID-19 vakalarını artırmamaktadır.