Kırık Cam Teorisi – Adem Alibaş yazdı…
Kırık cam teorisi, Amerikalı suç psikoloğu Philip Zimbardo’nun 1969 yılında yapmış olduğu bir deneyin sonucundan elde edilmiştir.
Çalışmaların sonucunda, bir binanın çoğu camı kırıksa, insanlar diğerlerini de kırmaktan çekinmedikleri ve iç dünyalarında suçluluk duygusu hissetmedikleri gözlemlenmiştir. Aynı şey, günümüzde “gönül” dediğimiz kalbin en güzide evi için de geçerlidir.
İnsanlık tarih boyunca belki çok zulümler gördü; bu zulümlerden ötürü göç edildi belki… Fakat acziyet hiç bu kadar revaçta olmamıştı.
Acziyet diyorum; çünkü güçlü bir karakter ve ruh yapısı kolay kolay gönül kırmaya teşebbüs etmez.
Çünkü sınırlarını bilir, hak ihlaline tevessül etmez.
Empati, güçlü ruhların ana karakterlerindendir.
İhanet etmek, incitmek, yok saymak, hiçe çıkarmak onların eylemi değildir.
Bir ağacın gölgesinde bir solukluk dinlenme sonrası olur ya… “Hakkı kalmıştır.” diye ağaca su dökmeden orayı terk etmeyen bir irfandan, “Ammann canım, söylemesem içime dert olurdu; ne var yani, yalan mı?” maskesinin arkasından yerle bir edilen gönüle…
Ve bir daha belini doğrultamayacak hâle getirmeye nasıl da vardık!
Sığındığımız mevziler hemen hemen aynı: “Ben çok çektim, ana baba sevgisi görmedim, ihanete uğradım, hayallerim yıkıldı, iyi biri oldum da ne oldu?” vb…
Sebep her ne olursa olsun, bize bir gönlü incitme hakkını vermez.
Dikkat edin!
En güçlü ruhlar bunların hepsini en zirvesinde yaşamışlardır. Ama onları daha naif ve nezih biri haline getirmiştir. Yani bu, seçimlerimizle alakalı bir durumdur.
Gözler, kalbin aynası olmaktan gönlün uçurumuna dönüştü.
Dünya bir aynaydı oysa; şimdi her şey aynılaştı.
Sıralı “gönül kırımı” sıradan hâle geldi.
İş yine güçlü ruhların eline kaldı.
Kırıldıkça güçlenen, güçlendikçe güzelleşen gönüllerin yüreğine selam olsun.
Gönlünüzce kalın.
Adem Alibaş
Yaşam Koçu

	    	











