Sahte yüzler ve sahte yüzlere takılan maskeler. Her gün biraz daha büyüyen, olgunlaşan sahte yüzlerle karşılaşıyorum. İnsanların yüzlerindeki sahte gülümsemeleri ve yüzlerine taktıkları farklı maskeleri gördükçe ‘Maskesiz yüz yok mu?’ diyorum kendime. Ne çok maske var yüzlerde hepsi sahte. Oysa gerçeklik, gerçekçilik ve kendin olman daha güzel olmaz mıydı? Yüzlerdeki maskeleri atmış olsalar, kendileri olmuş olsalar; gerçek kişilikleri ile benlikleriyle maskesiz olsalar daha güzel olmaz mıydı? Aynaya baktıklarında kişinin kendisini maskesiz görmesi kadar bir gerçek, en güzeli olmaz mıydı?
Şimdi hangimizin aynaya bakacak yüzü var? Soruyorum size; aynaya bakacak yüzünüz var mı?
Kendini seven, kendisiyle barışık olan, kalbinde iyilik olan kimse maskeye gerek duymuyor zaten. O kişi olduğu gibi, göründüğü gibi maskesizdir zaten. Peki kim gerçek, kim yalancı, kimin yüzünde bin bir maske, kim maskesiz nasıl ayırt edebileceğiz?
Gerçek yüzler; onlar hayata farlı bakıyor. Gözlerinde bir ışıltı ve ışık var. Kalplerinde iyilik var. Hiçbirimiz mükemmel değiliz aslında. Mükemmel olmasak da sahte olmayalım. Yüzlerimizde sahte maskeler olmasın. Kendimiz olalım; yabancı, yalancı ve kötü değil.
Devir birbirimizin arkasından konuşup yüz yüze gelince sarmaş dolaş hiçbir şey olmamış gibi yapan yalaka ve iblislerin devri ise hepimiz ikiyüzlü ve maskeliyiz o zaman.
Çıkartın atın maskeleri. Dostluk dedik, birlik dedik, biz dedik, gerçek dedik, gerçekçilik dedik, kendimiz olalım dedik!
Hayat maskesizken daha güzel. Ne dertler bitiyor ne de sıkıntılar ama maskesiz yüzler bitebilir. İnsan ancak insan olarak kalmayı başarabilirse hayata iz bırakabiliyor. İyi, dürüst ve doğru olan insanlar aslında asla kaybetmiyor. Çıkartın atın yüzünüzdeki sahte maskeleri ve kendiniz olun! Hep iyilikte kalın ve iyi olun. Gerçek yüzler maskesiz daha güzeller.
Emine Çavuş