Baharın gelmesiyle ortaya çıkan hava sıcaklığındaki ani değişimler, insan psikolojisini olumsuz etkileyebiliyor. Bahar aylarında ortaya çıkan stres depresyona yol açtığı gibi bu durumun tersi olarak coşkulu duyguların aşırı şekilde yaşanmasına neden olabiliyor. İki kutuplu olarak ortaya çıkan bu durumun hastalık tablosuna manik atak, kişinin içinde bulunduğu bozukluğa ise bipolar bozukluk adı veriliyor.
Duygulanım bozukluğu olarak da bilinen bu sorundan etkilenmemek için bahar aylarında bazı önlemler almak gerekiyor. Memorial Kayseri Hastanesi Psikiyatri Bölümü’nden Uz. Dr. Şaban Karayağız, hava sıcaklığının değişmesiyle birçok insanda ortaya çıkan bipolar yani duygulanım bozukluğu ile ilgili bilgi verdi.
Aşırı para harcamaya da neden olabiliyor
Mevsim geçişlerinin insan psikolojisi üzerindeki etkisi yapılan bilimsel araştırmalarda kanıtlanmış bir gerçektir. Genelde mevsim geçişlerinde sadece mevsimsel depresyonun ortaya çıktığı düşünülse de ilkbaharda günlerin uzaması, güneşin sıcak yüzünü yavaş yavaş göstermesi ve havaların ısınmasıyla depresyonun yani duygusal çökmenin zıddı olan bir duygu durum bozukluğunu ortaya çıkmaktadır. Bu dönemde duygulardaki taşma veya yükselmeyle kendini belli eden yani manik atak; aşırı neşe ve keyfe, uykusuzluğa, enerji artışına, çok konuşma isteğine veya aşırı para harcamaya yol açmaktadır.
Depresyonla karıştırılmaması gerekiyor
İlkbaharda duygularda bir taşma veya yükselme görülmekte, kişi kendini olduğundan daha mutlu ya da daha öfkeli hissedebilmektedir. Duygular bahar aylarında önünde engel tanımaz bir şekilde yükselmeye devam etmektedir. Duygusal çökme nasıl normalden bir sapma ise duygulardaki aşırı yükselme de bir sapmadır. Ancak duygulardaki yükselme çok abartılı olmadığı sürece çevredekiler tarafından fark edilmeyebilir. Öte yandan, tekrarlanabilen bir sağlık sorunu olan depresyon ise sonbahar ve kış mevsiminde duygularda çökme etkisi yaratmaktadır. Özellikle güneşe hasret Baltık ülkelerinde mevsimsel depresyon ve buna bağlı intihar eylemlerinin yüksek olduğu belirlenmiştir.
Sanat, Ruh Sağlığını Olumlu Etkiliyor
Hastalığın teşhisine yardımcı belirtiler
İlkbaharda manik atağa yakalanan kişiler, genelde çevredekiler tarafından, ‘’Neşesi keyfi gayet yerinde, onu hiç böyle mutlu görmemiştim’’ gibi söylemlerle fark edilebilir.
Bu dönemin ana özelliği olan duygu derecesindeki yükselme, en az 7 gün boyunca günün büyük bir bölümünde aynı oranda görülür.
Düşüncenin hızlanması, konuşmanın artması, az uykuya veya hiç uyumamaya rağmen kendini enerjik hissetme görülen diğer belirtilerdir.
Olaylar arasında neden sonuç bağlantısını görememe, bu dönemde sonu düşünülmeden yapılan ve risk ortaya çıkaran yatırımlar, keyif alınan aktivitelerin kontrolsüzce yapılması da manik atağın belirtileri arasındadır.
Tedavi edilmezse tablo ağırlaşabiliyor
Tablo bazen şiddetli olduğunda, bu duygulara halüsinasyonlar veya hezeyanlar eşlik edebilmektedir. Kişinin kendini yüksek bir mevkide görmesi, ermiş gibi hissetmesi, doğaüstü varlıklarla (melekler veya şeytanlarla) konuştuğunu hissetmesi gibi aşırı uç belirtiler bu düşünce içeriğinin bir sonucu olabilmektedir. Hastalık tablosuna manik atak kişinin içinde bulunduğu bozukluğa ise bipolar (iki kutuplu) bozukluk denilmektedir. Diğer ruhsal hastalıklara göre genetik geçişi daha yüksek olan bir rahatsızlıktır. Sıklıkla kronikleşme veya tekrarlama eğilimi içerisindedir. Biyolojik olarak beyinde serotonin ve noradrenalin gibi bazı hormonların salınımlarının bozulduğu tespit edilmiştir. Bu tip bir rahatsızlık belirtisi gözlendiğinde, kişinin mutlaka bir uzmana başvurması gerekir.
Duygu durum bozukluklarından korunmak için öneriler
İlkbahar aylarında duygusal rahatsızlıklardan korunmak için beslenme düzeninde değişiklik yapılmalıdır. Sindirimi kolay olan besinler seçilmelidir. Dengeli ve sağlıklı beslenilmeli, vücudun ihtiyacı olan günlük su miktarı kesinlikle alınmalıdır.
Günlük en az 7 saat uyunmalı, uyku düzenine ve süresine uyulmalıdır. Uykuyu kaçıracak kahve ve çaydan uzak durulmalıdır.
Gün ışığından uzun süre yararlanılmaya çalışılmalı, kapalı mekanlarda vakit geçirilmemeli, evde ve iş yerlerinde güneş alan alanlar tercih edilmelidir.
Güneş ışığını yansıtan açık renkli kıyafetler giyilmeli, ince dokulu ve nefes alabilen giysiler tercih edilmelidir.
Kişide olan enerji artışına dikkat edilmeli, bulaşan bir neşe varsa takip edilmelidir.