Yüzyıllık Yankılar:
İspanyol Gribi Ve COVID-19 Arasında Tarihsel Bir Köprü – Şeref Umut Ersop yazdı.
Pandemiler, yalnızca sağlık krizleri değildir; aynı zamanda toplumsal, siyasi ve ekonomik yapıların sınandığı tarihsel olaylardır. 1918-1920 yıllarında yaşanan İspanyol Gribi ve 2019’da başlayan COVID-19 pandemisi, aralarında bir asır olmasına rağmen dikkat çekici benzerlikler ve farklılıklar barındırır. Bu yazı, her iki pandemiyi tarihsel, toplumsal ve siyasal yönleriyle karşılaştırarak, özellikle Avrupa ve Türkiye’deki etkilerini incelemeyi amaçlamaktadır. Amacımız yalnızca iki pandemiyi karşılaştırmak değil; aynı zamanda tarihten ders çıkararak gelecekteki küresel sağlık krizlerine nasıl daha hazırlıklı olunabileceğine dair tarihsel bir perspektif sunmaktır.
Pandemilerin Tarihsel Zeminleri
1918’de ortaya çıkan İspanyol Gribi, Birinci Dünya Savaşı’nın son aylarında ortaya çıkmıştır ve savaşla iç içe geçmiş ve mutasyona uğrayarak yayılım göstermiştir. Cepheden cepheye taşınan askerler ve savaş nedeniyle bozulan altyapı, virüsün kontrolsüz şekilde yayılmasına neden olmuştur. ^1 Aynı zamanda hükümetler, savaş moralini koruma amacıyla grip haberlerini sansürlemiştir. Bu durum, kamuoyunun salgını yeterince ciddiye almamasına yol açmıştır. 2 COVID-19 salgını ise küreselleşmiş bir Dünyada ortaya çıkmıştır. Ticaret, turizm ve göç gibi uluslararası hareketlilik virüsün çok kısa sürede Dünyanın dört bir yanına yayılmasına neden olmuştur. Tıbbi teknoloji gelişmiş olmasına rağmen, ilk vakalarda yapılan yanlış değerlendirmeler ve dezenformasyon, salgının başlangıçta hafife alınmasına yol açmıştır.^3
Devlet Politikaları ve Toplumsal Tepkiler
Her iki pandemide de devletlerin ilk tepkileri yetersiz kalmış ve 1918’de pek çok devlet, hastalığın varlığını gizlemeyi tercih etmiştir. ABD ve Avrupa basınında sansür uygulanırken, yalnızca tarafsız olan İspanya’da açıkça haberleştirildiği için bu hastalığa “İspanyol Gribi” adı verilmiştir.^4 COVID-19’da ise özellikle ilk aylar, devletlerin çelişkili açıklamaları, kapanma politikalarında belirsizlikler ve bilimsel bilginin siyasal tartışmalara alet edilmesi damga vurmuştur.^5 Toplumsal düzeyde ise maske karşıtlığı, komplo teorileri ve kamusal önlemlere direniş her iki dönemde kendini göstermiştir. İspanyol gribinde 1919’da ABD’nin San Francisco kentinde maske zorunluluğu protestolarla karşılanmıştır.^6 COVID-19 döneminde Avrupa’dan Amerika’ya, Türkiye’den Avustralya’ya kadar birçok ülkede benzer protestolar tekrarlanmıştır.
Tıbbi Bilginin Gelişimi ve Aşı Stratejileri
1918’de virüsün türü bile tam olarak bilinmiyordu ne etkili tedaviler ne de aşılar mevcuttu. Antibiyotikler henüz icat edilmemiştir, bu da sekonder bakteriyel enfeksiyonların ölümcül olmasına neden olmuştur.^7 Buna karşılık COVID-19 döneminde bilimsel bilgi çok daha ileri düzeyde olmuştur. MRNA temelli aşılar, tarihte eşi görülmemiş bir hızla geliştirilmiştir.^8 Ancak bu teknolojik gelişme, her zaman toplumsal kabul ile örtüşmemiştir.
Aşı karşıtlığı, dijital mecralarda yayılan komplo teorileriyle birleşince, toplumun önemli bir kesimi aşıya karşı tereddüt yaşamıştır.^9 Bu durum, bilginin bolluğunun da kriz üretebildiği bir çağda yaşadığımızın göstergesidir.
Sosyal Adalet, Eşitsizlik ve Pandemiler
1918’de yoksul kesimler, barınma ve sağlık hizmetlerine erişim yetersizliği nedeniyle daha yüksek ölüm oranlarına sahiptir.^10 COVID-19 ise benzer bir şekilde düşük gelirli topluluklarda, göçmenlerde ve yaşlılarda daha yıkıcı etkilere yol açmıştır.^11 Pandemiler, toplumların sağlık ve sosyal güvenlik sistemlerinin zayıf noktalarını da açıkça ortaya koymuştur. COVID-19’da işsizliğin artması, kayıt dışı çalışanların gelir kaybı yaşaması ve uzaktan eğitim ile belirli ekonomik düzeyin altında olan öğrenciler arasında dijital uçurum, eşitsizlikleri göz önüne getirmiştir.
İspanyol Gribi, Avrupa kıtasına Birinci Dünya Savaşı’nın hemen sonrasında ulaşmıştır. Kıtanın büyük bölümü harap olmuştur, sağlık sistemleri çökmüş, şehirler göçmenlerle dolmuştur. Almanya, Fransa ve İngiltere başta olmak üzere milyonlarca insan yaşamını yitirmiştir.^12 Ancak bu kriz, özellikle Batı Avrupa’da kamusal sağlık politikalarının güçlendirilmesine ve sosyal devlet anlayışının doğuşuna zemin hazırlamıştır.^13 COVID-19 ise Avrupa Birliği’nin bir “birlik testi” hâline gelmiştir. İlk etapta her ülke kendi ulusal politikalarını izlemiştir, sınırlar kapatılıp, maske ve aşı tedarikinde rekabet yaşanmıştır. Ancak ikinci yıl itibarıyla AB içinde ortak aşı fonu ve dayanışma politikaları geliştirilmiştir.^14 1918’deki İspanyol Gribi, çöküşte olan Osmanlı İmparatorluğu’nu vurmuştur. İstanbul başta olmak üzere büyük şehirlerde ölüm oranları çok yüksektir. Sağlık altyapısı çökmüş, doktor sayısı yetersizdir.^15 Günlük ölümler yüzlerle ifade ediliyordu. Ancak dönemin arşiv ve basın kaynakları yetersiz olduğu için salgının Osmanlı’daki etkileri büyük ölçüde unutulmuştur.^16 COVID-19 ise Türkiye’de çok daha sistemli karşılanmıştır. Sağlık Bakanlığı günlük vaka tablolarını paylaşarak, şehir hastanelerinin aktif rol almasını sağlamıştır. Ancak özellikle vaka sayılarının şeffaflığı ve ekonomik kapanmaların yönetimi konusunda çeşitli tartışmalar yaşanmıştır.^17 Aşı tedarikinde ise ilk aşamada Çin menşeli Sinovac tercih edilirken, daha sonra BioNTech aşısı ön plana çıkmıştır. Toplumda hem aşırı güven hem de yaygın aşı tereddüdü aynı anda görülmüştür.^18 Türkiye özelinde dikkat çekici bir durum da pandeminin yerel yönetimler, merkezi otorite ve sağlık bürokrasisi arasındaki ilişkileri yeniden tanımlamış olmasıdır. Pandemilere karşı bireysel ve toplumsal korunma yolları, dönemlerin bilgi birikimine, teknolojik düzeyine ve kültürel normlarına bağlı olarak değişiklik göstermiştir. Ancak aradan geçen yüzyıla rağmen bazı temel önlemler dikkat çekici biçimde benzer kalmıştır.
İspanyol Gribi Döneminde Korunma Yolları
1918’de virüsün kaynağı bilinmediği gibi, mikrobiyolojik bilgide sınırlıydı. Buna rağmen temel korunma yöntemleri bugünle paralellik gösterir:
Maske kullanımı: Basit pamuklu maskeler kullanılmış; hatta birçok şehirde takılması zorunlu hale getirilmiştir.^19
Toplu etkinliklerin iptali: Tiyatro, sinema, ibadethane gibi kalabalık mekânlar geçici olarak kapatılmıştır.^20
Sosyal mesafe: Okullar tatil edilmiş, ulaşımda düzenlemelere gidilmiştir.
Hijyen uyarıları: El yıkama, kalabalıktan kaçınma gibi temel hijyen kuralları afişlerle halka anlatılmaya çalışılmıştır.
Ancak bu önlemler eşgüdümlü olarak uygulanmamış ve bilimsel temelleri zayıftır. Aşı bulunamadığı için hastalığın yayılması uzun sürede kontrol altına alınabilmiştir.

COVID-19 Döneminde Korunma Yolları
COVID-19 pandemisi sırasında, koruyucu önlemler daha gelişmiş bir bilimsel temele oturmuş olsa da, toplumun bu önlemlere tepkisi tarihsel benzerlikler taşımıştır:
Maske ve mesafe: Cerrahi ve N95 maskeler standart hale gelirken, 1,5-2 metrelik sosyal mesafe kuralı küresel norm hâline gelmiştir.
Karantina ve izolasyon: Pozitif vakalar evde ya da hastanelerde izole edilerek temaslı takibi sistematik hâle getirilmiştir.
Aşı uygulamaları: Etkili aşılar geliştirilerek ve birçok ülkede yaygın aşı kampanyaları yürütülmüştür.
Dijital takip sistemleri: Türkiye’de HES Kodu gibi uygulamalar, temaslı takibini dijitalleştirmiştir.^21
Halk sağlığı iletişimi: Sağlık otoriteleri sosyal medya ve televizyon üzerinden geniş kitlelere ulaşmaya çalışmıştır.
Fakat aşı karşıtlığı, yanlış bilgi yayılımı ve ekonomik kaygılar nedeniyle bu önlemler her toplumda aynı başarıyı göstermemiştir. ^22
Sonuç: Tarihin Gölgesinde Geleceğe Bakmak
1918 İspanyol Gribi ve 2019 COVID-19 pandemisi, farklı yüzyıllarda yaşanmış olsalar da benzer sosyopolitik kırılmaları tetiklemiştir. Her iki kriz de devletlerin kriz yönetimi kapasitesini, toplumların kolektif dayanıklılığını ve sağlık sistemlerinin sürdürülebilirliğini test etmiştir. Pandemiler, yalnızca mikroorganizmaların değil; aynı zamanda fikirlerin, korkuların ve eşitsizliklerin de hızla yayıldığı dönemlerdir. Gelecekte benzer krizlerle karşılaşmamak mümkün olmayabilir; ancak geçmişten ders alarak daha dirençli bir gelecek inşa etmek elimizdedir.
Şeref Umut Ersop
Tarihçi

Dipnotlar
- Nükhet Varlık, Taun, Savaş ve Osmanlı Toplumu: 1700-1850 (İstanbul: İş Bankası Kültür Yayınları, 2021), 42.
- Alfred W. Crosby, America’s Forgotten Pandemic: The Influenza of 1918 (Cambridge: Cambridge University Press, 2003), 3-4.
- Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Koronavirüs Hastalığı (COVID-19) Pandemisi: Genel Bakış Raporu, 2020.
- Laura Spinney, 1918: Salgın (Çev. Gamze Varım), (İstanbul: Tellekt Yayınları, 2020), 94.
- Ayşe Buğra, “Pandemi Sürecinde Devlet ve Piyasa İlişkisi,” Toplum ve Bilim 152 (2020): 19-30.
- Nancy K. Bristow, American Pandemic: The Lost Worlds of the 1918 Influenza Epidemic (Oxford: Oxford University Press, 2012), 67.
- David M. Morens ve Anthony S. Fauci, “The 1918 Influenza Pandemic: Insights for the 21st Century,” The Journal of Infectious Diseases 195, no. 7 (2007): 1018–1028.
- Uğur Şahin ve Özlem Türeci, “mRNA Aşılarının Gelişimi ve COVID-19 Pandemisi,” Bilim ve Teknik Dergisi 64, no. 754 (2021): 12–18.
- M. Murat Erdoğan, “COVID-19 Sürecinde Türkiye’de Aşı Tereddüdü ve Dezenformasyon,” SETA Raporu, 2021.
- Spinney, 1918: Salgın, 201.
- Ayhan Kaya, “COVID-19 Sürecinde Göçmenler ve Kırılganlıklar,” İstanbul Politikalar Merkezi Raporu, 2021.
- Bristow, American Pandemic, 154.
- Peter Baldwin, Disease and Democracy: The Industrialized World Faces AIDS (Berkeley: University of California Press, 2005), 38.
- Avrupa Birliği Komisyonu, COVID-19: EU Response Timeline, https://ec.europa.eu (erişim tarihi: 11 Eylül 2025).
- İhsan Doğramacı, “Osmanlı’da Salgınlar ve Sağlık Politikaları,” Türk Tarih Kurumu Belleten 45, no. 178 (1981): 135–142.
- Fatih Artvinli, “1918 İspanyol Gribi ve Osmanlı İmparatorluğu,” Toplumsal Tarih 304 (Ekim 2019): 12–17.
- Murat Kubilay, “COVID-19 Salgını ve Türkiye Ekonomisi,” Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), 2020.
- T.C. Sağlık Bakanlığı, COVID-19 Bilgilendirme Platformu, https://covid19.saglik.gov.tr (erişim tarihi: 11 Eylül 2025).
- Spinney, 1918: Salgın, 102.
- Bristow, American Pandemic, 92.
















