Aşkın önüne geçemiyoruz. Tıpkı bir milli piyango bileti gibi, kime çıkacağını asla bilemiyoruz. Kalbimde çözülememiş o kadar çok sorun kaldı ki; aklım bile bana sabırlı olmamı söylüyor. Hayat, bilmediğim yerlerden o kadar çok soru çıkardı ki karşıma, bir süre sonra soruların kendisini sevmeye başladım. Sanki tüm sorular, yabancı bir dilde yazılmış bir kitaptan sorulmuş gibiydi. Her sayfası başka bir dilde yazılmış bir kitap gibi karmaşık ve anlaşılmazdı.
Kalbimin kapısını kilitli tutmak istedim. Kimsenin girmesini istemediğim kilitli odalar gibi. İçeri kimsenin girmesine izin vermedim, ta ki aşk kapımı çalana kadar. Ama aşk… Ne zamanla geldin ne de zamansız. Sen geldin, ben cevap aramayı bıraktım. Aşkın cevapları bana verilmedi. Zaten aşkı cevaplarla yaşamıyor insan. Aşk geldiğinde, beraberinde sorunlar da getirir. Ama unutma, problem bir yaşam meselesidir.
Önemli olan,
– Problemi nasıl okuduğun,
– Nasıl anladığın,
– Nasıl yaklaştığın,
– Nasıl çözüm bulduğun,
– Ve nasıl sonuç çıkardığındır.
Aşk, kalbime dokundun ve bir problem oldun. Şimdi olmasa bile belki ileride, farkına bile varmadan bir gün kendimi bu problemin cevabını yaşarken bulacağım. Ama bil ki şans ve aşk, cesaretsizlerden yana değildir. Yaşam seçimlerle doludur, ancak aşkı seçemiyoruz. Nasıl geldiğini bile bilmiyoruz ama o heyecan, o kalp atışı, işte o, problemin ta kendisi!
Yaşamın içinde çözülmeyen sorular yoktur. Her problem için farklı çözüm yolları ararız. Aşk bir problemse, çözülmese de olur. Aşkta fazla denklem çözmeye gerek yok. Bırak kalbin aşkı yaşasın; ister karşılıklı, ister karşılıksız. O kalp hep aşk için atsın. Çünkü kendini çözemezsen, hiçbir problemi çözemezsin. Aşkı ise asla çözemezsin.
Albert Camus, “Yabancı” adlı eserinde, “Hayat, insanın üzerine yüklediği anlamdan başka bir şey değildir.” der. Aşk da böyledir; ona verdiğimiz anlamlarla şekillenir. Belki de aşkın çözülemeyen bir problem olmasının nedeni, ona yüklediğimiz anlamların karmaşıklığıdır. Aşkı bir problem olarak değil, hayatın bir parçası olarak gördüğümüzde, çözüm arayışımız da son bulur. Çünkü aşk, cevaplarla değil, hislerle yaşanır.
Unutmayalım, yaşamda gerçek bir başarısızlık yoktur. Deneyimler ve sonuçlar vardır. Gerçek trajediler yoktur; sadece dersler vardır. Gerçek sorunlar yoktur; sadece çözümünü bekleyen fırsatlar vardır.
Aşk, bir problem de olsa, yaşamanın ta kendisidir. Çözülmese de olur. Aşk kapına geldiğinde, doyasıya yaşa. Çünkü aşk, hayatın en güzel sorusudur ve cevabı her zaman bir sır olarak kalabilir.
Emine Çavuş