“Şimdi biraz durun. Sizi mutsuz eden nedenlerin etrafınızdaki dünya değil o dünyayla ilgili düşünceleriniz olduğunu fark edin. Düşüncelerinizi değiştirdiğinizde mutsuzluğunuzun da yok olduğunu göreceksiniz.” Bu sözler The Work metoduyla milyonlarca kişinin hayatını iyileştiren Byron Katie’ye ait. Katie, zihindeki kargaşayı gerçeklere karşı gelmekten vazgeçerek durdurabileceğini savunuyor. FMK Bilgelik Atölyesi Kurucusu ve Yazar Feza Karakaş da Byron Katie’nin Uluslararası Sertifikalı The Work Kolaylaştırıcısı olarak Türkiye’de binlerce kişinin zihnindeki kaostan kurtulmasına yardımcı oluyor.
Pandemi tüm dünyanın günlük alışkanlıklarını ve hayatı algılayış şeklini kökünden değiştirdi. Yoğun iş yaşamı, toplantılar, trafik, tüketim çılgınlığı, sosyalleşme derken inanılmaz bir hızla akıp giden ve her şeyi peşinden sürükleyen yaşamı, hızla giden bir arabanın frenine aniden basılmışçasına durduran COVID-19 salgını, tüm insanlıkta ilk etapta şok etkisi yarattı.
Şokun ikinci dalgasında hayatı eve sığdırma mücadelesi başladı. Tüm ezberlerin bozulduğu bu süreç ise önemli farkındalıklara kapıyı araladı. İnsanlık sadece eve değil kendi içine de dönüş yaşamaya başladı. Hayat, hayattan beklentiler sorgulanırken, öz farkındalık yükselişe geçti. Hatta sosyolojik yeni kavramlar oluştu. Dijital göçmenlik de bunlardan biri oldu.
Başta iş ve eğitimin dijital platformlara taşınması fiziksel mekanlara bağımlılığı ortadan kaldırdı. Dijital göçmenler ideal mekanlarına doğru yol aldı. İdeal mekanların yanı sıra mutluluğun nerede olduğu ve ona nasıl ulaşılacağına yönelik arayış da hızlandı.
Bugün koşullandığı yaşam tarzı hızla değişen insanlık, kendi öz huzur ve mutluluğunu kendi içinde aramanın mümkün olabileceğini yeniden fark ediyor.
Özgürlüğe Kavuşmak
Tüm insanlığın ortak felaketi olan salgın, aslında aynı zamanda insanların kendine dönmesine sağlayacak bu etkiyi yaratırken, bu farkındalığı 1980’li yıllarda yakalayan Byron Katie’nin çarpıcı hikayesi de herkese ilham veriyor.
30’lu yaşlarında derin bir depresyona giren Byron Katie, on yıl boyunca derin bir depresyonla mücadele etti. İki yıla yakın bir süre yatak odasından çıkmadı. Ancak bir sabah hayatını değiştiren bir farkındalık yaşadı. Düşüncelerine inandığı zaman acı çektiğini, inanmadığı zaman ise acıyı hissetmediğini gördü. Depresyonunun nedeninin etrafındaki dünya değil, bu dünyayla ilgili inanışları olduğunu fark etti. Bir anlamda dünyayı ümitsizce kendi düşüncelerine göre olması gereken duruma uydurmaya çalışmak yerine, bu düşünceleri sorgulayabileceği ve gerçeği tam olduğu şekliyle kabul ederek hayal edemeyeceği bir özgürlüğe ve neşeye kavuşabileceğimizi gördü.
Sonuç olarak, yataktan çıkamayan ve intihara yakın bir kadın, yaşamın getirdiği her şeye karşı sevgi dolu biri haline geldi.
“Ben Olanı Severim”
Bu farkındalığı herkesin yaşaması ve insanların kendilerini özgür kılmalarını sağlamak için The Work (Çalışma) adını verdiği basit ancak güçlü bir sorgulama metodu geliştiren Byron Katie, 1986 yılından itibaren bu metotla milyonlarca kişinin hayatına dokundu. Bir kadının acı çekme halinin nasıl yaratıldığı ve sona erdiği konusunda bireysel deneyime dayalı bu metotla, milyonlarca kişinin kendi cevabını bulmasını sağladı.
“Acı çektiğimiz tek an; olanla tartışan bir düşünceye inandığımız zamandır. Zihnimiz tamamen berrak olduğu zaman olan, olmasını istediğimizdir. Gerçeğin olduğundan farklı olmasını istiyorsanız, bir kediye havlamayı öğretmeye çalışın. Ne kadar uğraşırsanız uğraşın sonunda kedi size bakacak ve miyav diyecektir. Gerçeğin olduğundan farklı olmasını istemek ümitsiz bir çabadır” diyen Katie, yaşanan stresin tümünün gerçek olanla tartışmaktan kaynaklandığını dile getiriyor. Olaylara bakışın nasıl fark yaratacağını da şöyle ifade ediyor: “Kimse çocuğunun hasta olmasını istemez. Kimse bir trafik kazası geçirmeyi istemez ancak bunlar yaşandığında zihnimizde olanlarla kavga etmenin kime faydası olabilir? Olanı kabullenmeyip, kavga etmenin faydasız olduğunu biliriz ama yine devam ederiz çünkü zihnimizdeki kargaşayı nasıl durduracağımızı bilemeyiz. Ben olanı severim. Bunun sebebi spiritüel biri olmam değil, gerçekle mücadele ettiğim zaman canımın acıdığının farkında olmam. Gerçeğin tam olduğu gibi iyi olduğunu bilebiliriz, çünkü onunla mücadele ettiğimiz zaman stres hissederiz ve canımız acır. Doğal ve dengede hissetmeyiz. Gerçeğe karşı gelmeyi durdurunca, davranış sade, akıcı, sevecen ve korkusuz bir hal alır.”
Bugün hala Katie, Çalışma Okulu ile binlerce kişiyi eğitiyor ve hayatlarını değiştiriyor. Katie’nin metodu, birçok psikolog ve terapist tarafından da hayatı iyileştiren önemli bir araç olarak nitelendiriliyor.
FEZA KARAKAŞ TÜRKİYE’DE THE WORK KOLAYLAŞTIRICISI OLARAK BİNLERCE İNSANI THE WORK İLE TANIŞTIRIYOR
Feza Karakaş kendisi gibi Sertifikalı The Work Kolaylaştırıcı olan eşi Metin Karakaş ile birlikte kurdukları ve Farkındalık- Meditasyon ve Kabul okulu adını verdikleri FMK Bilgelik Atölyesindeki kursları ile Byron Katie’nin metodunu Türkiye’de yayıp, pek çok insanın yaşamına dokunuyorlar. Houston Üniversitesi İşletme Fakültesi Maliye bölümü mezunu olan Feza Karakaş eğitimine Western Connecticut Üniversitesi Psikoloji bölümünde fark dersleri vererek ve Connecticut Üniversitesi Sosyal Hizmetler Master eğitimine katılarak devam etmiştir. Karakaş, 2004 yılında Byron Katie ile tanışması sonucu The Work metodunun eğitimlerini almaya başladı. 2005 yılında The Work eğitiminden sonra 2011 yılında Uluslararası Sertifikalı The Work Kolaylaştırıcısı oldu. 2019 yılında eşi Metin Karakaş ile Farkındalık, Meditasyon ve Kabul Okulu olan FMK Bilgelik Atölyesi’ni kurdu.
2019 yılının başından beri FMK Bilgelik Atölyesi’nde eğitmenlik yapan Karakaş, The Work’un ruhsal uyanış, mutluluk, barış ve koşulsuz sevgiyi deneyimlemek ve Öz’ümüzü keşfetmek için harika bir yöntem olduğunu söylüyor.
Hem farkındalık kazanmak hem mutlu olmak için özümüzden dünyaya bakmak, olanı kabul edip sevmenin çok önemli olduğunu ifade eden Karakaş, “The Work tüm insanlığa hizmet vermek ve kendimizi uyandırmak için gelen bir hediyedir. FMK Bilgelik Atölyesi ekibi olarak eğitimlerimiz ile kendimizi soktuğumuz zihin hapishanesinden çıkmak ve gerçeğimize uyanmak için destek vermeyi amaçlıyoruz” diyor.
Öze Giden Yolculuk
Bugüne kadar “Her şey Bizim İçin Oluyor” ve “Mutluluk Projesi” isimli iki kitabın da yazarı olan Feza Karakaş, birçok kurumsal ve bireysel eğitim veriyor.
FMK Bilgelik Atölyesi çatısı altında verilen eğitim programları arasında The Work nedir ve nasıl yapılır? konusunda eğitim veren kursların yanında, FMK Kendini Tanıma Programı gibi düşünceleri derinine sorgulayıp, anın farkındalığında öze giden bir yolculuk için tasarlanan programlarda var. En kısa 2 en uzun 4 yılda tamamlanan programı başarıyla bitirenler Türkiye çapında FMK The Work Kolaylaştırıcısı ve Kendini Tanıma Belgesi alıyor. Bu programlar dışında “Bedenimle Mutlu Yaşamak, “Gerçek Başarı ve Bolluk Nedir”, “Mutlu Ebeveyn ve Mutlu Çocuk”, “İş Yerinde Kendin Olmak”, “Romantik İlişkiler, “Hastalık, Yaşlanmak, Ölüm Üzerine”, “Para ve Parasızlık Korkularıyla Yüzleşmek, “Öfke Yönetimi ve Başa Çıkma Yolları”, “Erteleme Neden Olur”, “Amaç Belirleme ve Hedefe Ulaşma”, “Özgüven”, “Korkularımızla Yüzleşmek”, “Bağımlılık mı? Bağlılık mı?” gibi birçok başlıkta da çok sayıda eğitim yer alıyor.