Acı, bir eleştiri gibidir.
Bir şeyin iyi gitmediğine işaret eder.
Ancak günümüzde acı kaldırılmak isteniyor. Acıya verdiğimiz bu tepki hazzı dahada kamçılıyor.
Ruhsal acının bir yüzü ise aslında haz ve arzudur. Hazzın bir baskı aracına dönüşmesi daha derin acıların yaşanmasına sebep olmaz mı? Bir ütopya olabilir mi acısız bir dünya istemek?
Totaliter dünyanın en belirgin özelliği hazzı retorik iletişimin ve tüm varlığın olgusu olarak kitlelere sunması. Bunun ne kadar sorunsallık taşıdığını yaşanan trajik ve travmatik çatışmalar ile savaşsız geçmeyen zamanlar gösteriyor.
Eşler ve partnerler arası bir bağlamda da bu haz meselesinin en belirgin noktada vuku bulması çatışma ve anlaşmazlığın en temel olgusu olarak gündeme oturuyor.
Bu duygu bozukluğunun acıyı ters yüz ederek hazzı totaliter bir yere koymasının altında elbette kültürel nedensellik de yatar.
Neyse biraz sanat ve felsefe burada bir ilaç olabilir. Eleştiriye açık olmak ve iyi bir dinleyici olmak da bir nebze bize yardımcı olabilir.
Uzm. Psikoterapist Eğitmen Şükrü Alkan