Düşünceler ile duygular arasında ki rabıtayı çözmeye çalışıyorum. Duygularımızı yönlendiren düşüncelerimiz midir? Sanırım evet. İyi şeyler düşününce iyimserlik, kötü şeyler düşününce kötümserlik oluşuyor.
Bugün yine düşünceler parçalı bulutlu.. Haliyle duygular gölgede kalıyor. Düşünceler parçalı bulutlu olunca ne mi oluyor? Arkasından sağnak yağış bekleniyor. Hele fırtına da çıkarsa, hepten keyifler kaçıyor. Hissettiğin güzel duyguların keyfini süremiyorsun. Düşünceler bulutlu haldeyken, karamsarlık çöküyor. Duyguların coşkun haline set çekip, durgun sular gibi sessizce akıyorsun. Ya da içindeki fırtınanın seni alıp, bilinmeyene doğru sürüklemesine sessiz kalıyorsun. O sessizlik çığ gibi büyüyor içinde.. Sessizliğin çığlıkları yükselmeye başlayınca, “Hey sen, düşüncelerine hakim ol! Olur olmaz şeylerden nem kapıp, duygularının sesini bastırma.” Diyor. Duygularla düşüncelerin birbirleriyle çeliştiği zamanlarda ruhsal meteorolojide bir dengesizlik hasıl oluyor. Bir sıcak, bir soğuk; bir karanlık, bir aydınlık şeklinde.. Bu durumda kararsızlık ve güvensizlik baş gösteriyor ve hedefte sapmalar olup, yön tayininde sıkıntılar yaşanıyor.
Yön duygusu, düşünceler parçalı bulutluyken önünü göremiyor. Düşüncelerin boğuştuğu acabalar, sis perdesini daha da yoğunlaştırıyor. Doğru ya da yanlış konusunda emin olunamıyor. Yola çıkma konusunda tereddütler yaşanıyor. İşte bu durumda duyguların güçlülüğü de test edilmiş oluyor. Duygular güçlü ise, sisli havaya rağmen yola çıkılıyor; değilse zaten yolculuk başlamadan bitiyor.
Mücadele etmeden savaş yerini terk eden, sadece problemsiz zamanlarda kendini hissettiren zayıf duygular, zaten yön tayini yapamıyor. Sürekli bir arayış duygusunu tetikliyor ve konar göçer haliyle, düşüncelere de bir derinlik, bir anlam katamıyor. Bu durumdan hoşnut olanlar için mesele yok zaten.. Arayışlar içinde geçecek bir yolculuğa yelken açılıyor. En ufak bir rüzgarda yok olan duygularla, sil baştan hep aynı yolculuğa başlanıyor. Ama hiçbir zaman gitmek istenilen yere varılamıyor.
Güçlü duygulara sahip olanlar ise, bu kadar kolay kurtulamıyorlar. Kalıp, mücadele etmek çok meşakkatli olsa da, terk edişler, her türlü fırtınaya, kasırgaya rağmen yaşanamıyor. Düşüncelerin ürettiği acabalarla savaşıp, bulutları dağıtıp, aydınlık, sıcak günlere ulaşabilmenin mücadelesini veriyorlar. Buradaki hedef, yakaladığı mutluluğu sonsuza kadar sürdürmek.. Tabi, bu arada çok yara alınıyor. Düşünceler çok keskin sert ifadelerle çarpışıyor. Duygular yaralansa da, bulutsuz günlerde yakaladığı güzellikleri terk edemiyor. Çünkü bazı güzellikler herkesle yaşanamıyor. Bu sebeple, güçlü duygular her zaman aldığı yaralara rağmen bulutları dağıtmaya, düşüncelerin ürettiği ütopyalarla savaşmaya muktedir ve har daim iktidardır.
Güçlü duygularla güneşli, aydınlık günler dileğiyle..
Saadet Toksöz