Prof. Dr. Ali Şükrü Çoruk, İstanbul’u anlattığı seminer dizinin şubat ayı oturumunda eski İstanbul’da çocuk olmak algısını ve çocuk algısının dönüşümünü fotoğraf, minyatür ve resimden oluşan görsel arşivi ile anlattı.
Eski İstanbul’da Çocuk Algısı
Çoruk, çocukluk insan hayatının belli bir dönemine denk gelir diyerek konuşmasına başladı. Bir türün devamı olduğu için çocuk önemlidir. Peki 19. yüzyıl İstanbul’unda çocukluk nasıl yaşanıyordu? Konuk, anlatacağı konunun eski İstanbul üzerine inşa edildiğini ama aslında bugünle de ilgili olduğunu belirtti. Günümüz çocuk anlayışının modern dönemle birlikte başladığı söylenebilir. Bunu en çok endüstrileşen ticari faaliyetler üzerinden görmek mümkün. Çünkü üretim mekanizmaları iş gücü ve üretim nesnelerini çocuklara yöneltiyor. Modern dönemle eski dönemlerdeki çocukluk algısı bu yüzden farklı. Eski dönemde çocuk çabuk bir şekilde yetişkinliğe hazırlanan varlıkken bugün müstakil çocukluk döneminden söz edilebilir.
Dünyada İlk Prefabrik Hastane Çanakkale’de Kuruldu
19. Yüzyıl Görselleri Üzerinden Eski İstanbul ve Günümüz Çocuk Algısının Farklılığını Görmek Mümkün
Ali Şükrü Çoruk öncelikle 19. yüzyıldaki çocuk kıyafetlerinden bahsetti. Eski İstanbul çocuklarının kıyafetleri daha çok büyümüş de küçülmüş denilebilecek, büyük insan kıyafetlerini andıran giysiler şeklinde. Bu yüzden çocuk kıyafetlerinin büyüklerinkinin minyatür şekli olduğunu söylenebilir. Günümüzde ise çocuk kıyafetleri daha farklı, gerçekten çocuk giysisi denilebilecek biçimde.
Yeni doğmuş bebeklerin beşiğe konulması merasimlerini gösteren fotoğraflar ise ailedeki mutluluk ve huzuru gösterir. Çünkü çocukla birlikte ailenin sürekliliği sağlanacak. Yeni doğmuş çocuklar için sütanne konusu da önemli. Sütannelere emanet edilmiş çocuklar, insanların sevgi, şefkat ve merhamet gibi duygularının çocuk üzerinde kimliğe nasıl büründüğünü gösterir.
Beşiğindeki bebeğe ninni okuyan ebeveynlerin görselleri daha çok ailenin çocuğu için gelecekteki dileklerini temsil eder. Ninniler çoğunlukla çocukların gelecekte sahip olması istenilen makam ve mevkilere hayırla gelmesini dileyen tasavvurlara sahip. Erkek çocuk için daha çok “paşa olsun, devlet görevlisi olsun” şeklinde yüksek dereceli devlet görevlisi olması temenni edilirdi. Kız çocuklar için gelecek hayatını güzelleştirecek öğütler verilirdi. 19. yüzyılda çocuklar ebeveynleri tarafından birbirine halata benzer bez parçası ile bağlanırdı. Bunun nedeni de dışarıya çıkan çocukların kaybolma ihtimaline karşı ailelerin onları koruma isteğinden kaynaklandığını söylemek mümkün dedi Çoruk.
Çocukların Eğitim Hayatı
Çocukların eğitim hayatına başlamalarında âmin alayı çok önemlidir. Çocuğun okula başladığı ilk gün yapılan bu alay, çocuğun ailesinin gelir durumu, sosyal hayatı, alaya eşlik eden kişilerin tipolojisi ve onlara verilen hediyelerin türü hakkında fikir verir. Çoruk, çocukların okula gidip geldikleri anları sahneleyen görsellerin de mevcut olduğunu söyledi. Mahalle bekçisi çocukları tek tek evden alarak onları okula bırakır, sonrasında da geri alırdı. Yani günümüzdeki okul servislerinin yaptığı görevi gören kişiler vardı. Eğitim hayatını sunan görseller farklı yaş aralıklarındaki çocukların mektep hayatı, sınıfların durumu, onlara verilen eğitimin şekli ve kapsamı hakkında bilgi verecek hüviyette olabilir. Ayrıca mahalle mektebinde uygulanan cezaları gösteren görseller, dönemin eğitim tutumu hakkında fikir verir.
Çocuklar ve Oyunlar
Görseller en çok çocukların oyun hayatı hakkında bilgi verir dedi Çoruk. Evrensel bir yapıya sahip oyun algısının geçmişteki hali görülerek, şimdiki durumu mukayese edilebilir. Bu hem değişen çocuk dünyasını hem de çocukluk algısını gösterebilecek bilgidir. Ayrıca bir görsel üzerinden sokak arasında oynanan oyun türleri hakkında da fikir sahibi olunabilir. Çocukların mahalle ortamındaki eğlenceli halleri, onları evden izleyen insanların görüntüleri ile birliktedir. Bu dışarıdan, evden çocuğa bakış tarzı hakkında bilgi edinilmesini sağlayabilir. Çocukların en çok eğlendikleri zaman bayramlardır. Bu konu hakkındaki görseller hem bayram algısını hem de çocukların bayramdaki hallerini göstermesi açısından önemlidir. Fotoğraflar bayramlarda çocukların hükmünün geçtiğini ve daha çok onların dediklerinin yapıldığını gösterir. Bayramlarda aileleri ile park ve eğlence yerlerine giden çocuklar vakitlerini eğlence çadırlarında geçirirdi. Ayrıca dini gün ve gecelerde çekilen fotoğraflar üzerinden de çocukların kutsal olan şeylere karşı tutumlarının algısını okumak mümkündür.
Fotoğraflardaki Mahzunluk, Mahrumiyet ve Kimsesizlik
Toplumun farklı kesimlerindeki tipolojileri gösteren fotoğraflar yoksunluk, mahzunluk, hayatın getirdiği zorluklarla mücadele eden çocukları gözler önüne taşır dedi Çoruk. Kimsesiz çocukların fotoğraflarının gösterdiği donuk ve soğuk bakışlar ne olursa olsun çocukların masum bakışlarını alt edemiyor. Savaş zamanlarında çekilen fotoğraflar, vatan savunmasında yer alan çocukların hayatından da kesitler sunuyor. Milli Mücadele yıllarında Anadolu’da kurulan direniş kuvvetleri arasında çalışan çocukların fotoğrafları da mevcut. Savaş zamanında çocuklar zor şartlar altında ama bir şekilde çocukluklarını ve hayatı yaşamaya devam ediyorlar.
Programın tamamını buradan izleyebilirsiniz: