Günlük yaşam, psikologların kuramsal düşüncelerine kendini kabul ettirmiş ve özellikle burjuvazinin yükselişinden sonra bu konu daha da modern bir hal alarak, kültürel-sosyal katmanların özellikleri, bu konu ile ilgili tarz ve yaşam biçimleri analiz edilmeye başlandı. Burjuvazinin yükselişine kadar olan bir olguyu psikolojik olarak değerlendirmek yalnızca bir kahraman veya şövalye ile ilintili idi. En bariz olarak bildiklerim; Romeo ile Juliet‘in aşkı, Leyla ile Mecnun, Kerem ile Aslı‘nın hikayeleri bir kahramanlık hikayesi olarak anlatılırken aynı zamanda bir azap ve acının içinden gelen kahramanlık veya şövalye hikayeleridir.
Evcilleştirilmiş psikoloji, devrimci biçimini bu alanda her türlü ilerlemeyi engelleyen bir ruhsal yapılanmaya sokarak, günümüzde psikolojinin değerini kitlelerin gözünde düşürmeye başladı.
Günlük hayatın keşfedilmesi tarihsel bir öneme sahipse de günümüzde evlilik, bazıların veya birçok kesimin nazarında banal bir duruma gelmiş bulunmaktadır. Oysa, evlilik yaşamına has bir bilimsel çalışma pek de fena olmayacaktır. Zira birlikte yaşamın bilimsel (sosyolojik, felsefi ve psikolojik) temellerini araştırdığımızda en önemli tarihsellik mekanizması olan evlilik ile açıklığa kavuşacaktır.
Bazı çiftlerin sürekli kavgalı olmalarının altında ki nedenler açıklanmadığı sürece günlük yaşamın incelenmesi de pek zor olabilir. Konuyu derinden incelemek zaruridir ve psikolojik yada kültürel psikolojik bağlamda uygarlığın bize sunduğu olanaklardan faydalanarak bu yönde çalışmalarımızı sıklaştırırsak belki bir yol alabiliriz.
Üstelik bu çiftler kavgaya eğilimli olmadıkları halde, birbirlerine bir şey anlatamazlar. Bir bakıma aynı kişiler diğer başka kişilerle pek enteresan sohbetler yaratabiliyorlar.
Diyeceksiniz ki arzular, talepler ve beklentiler; evet bu unsurlar elbette önemli ancak bazı beklentiler yerine geldikten sonra da kavgalar durmak bilmez bir şekilde devam eder. Yani iki narsist kişi olan bu çiftler yan yana beraber olduklarında bir yarış içine girip bir haklılık savaşına mı giriyorlar? Kendini beğenmişlik duygusu mu hakim olmaktadır? Evet bütün bu duygusallıklar var ve bazen kişilerin açıklarını da öne çıkarmaktadır. Hatta deşifre etmektedir. Bu açıdan bu durum işlevseldir.
Neyse sorular çoğaltılabilir. Ancak yine ifade ediyorum ki günlük yaşam ve aile kavramı incelenmesi gereken bir konu. Çünkü aile içi şiddetin ve boşanmaların kol gezdiği bir toplum da empatinin esamesi bile okunmaz. Gelin bu konular üzerinde daha sonra düşünelim ve ensemizi karartmadan yeni yıla canlı ve umut dolu hayallerle girelim. Birbirimizi kucaklayalım ve birbirimize sevgi ile dokunalım…
Uzm. Psikoterapist Eğitmen Şükrü Alkan