Shell Shock Ve Panik Atak: İki Çağın Sessiz Çöküşü – Şeref Umut Ersop yazdı.
Özet
Bu yazı I. Dünya Savaşı’nda askerlerde görülen Shell Shock (Savaş Bunalımı) hastalığı ile modern çağda yaygın olan kaygı bozukluğu yani panik atak olgusunu karşılaştırmalı şekilde ele almaktadır. Shell Shock, önceleri fiziksel beyin hasarı ile ilişkilendirilmiş, zamanla psikolojik yıkımla bağlantılı bir savaş nevrozu olarak tanımlanmıştır. Panik atak ise görünür bir tehdit olmadan ortaya çıkan yoğun kaygı ve korku durumudur. Her iki durum da insan zihninin sınırlarını zorlayan olaylara karşı verdiği tepkiyi temsil eder.
Shell Shock: Zihinsel Yıkımın Sessiz Tanığı
1.Dünya Savaşı’nın Batı ve Güney cephelerinde görev yapan binlerce askerde, fiziksel olarak açıklanamayan nörolojik ve psikolojik semptomlar ortaya çıkmıştır. Titreme, bilinç kaybı, felç, geçici körlük gibi belirtiler, ilk başta topçu ateşinin neden olduğu beyin sarsıntısı olarak açıklanmak istenmiştir. Ancak zamanla bu semptomların fiziksel bir travmadan çok, savaşın yarattığı ruhsal yükle bağlantılı olduğu ortaya çıkmıştır.¹
İngiliz nörolog Charles S. Myers, 1915’te yayımladığı bir makalede bu vakaları ilk kez “Shell Shock” terimiyle tanımlamıştır. Savaşın neden olduğu ruhsal sarsıntılar bu tanımla birlikte bilimsel bir nitelik kazanmıştır.² Ancak dönemin askeri otoriteleri çoğu kez bu semptomları zayıflık veya korkaklıkla eş tutmuş, bazı askerler cezalandırılmıştır.³ Çanakkale Cephesi’nde Osmanlı İmparatorluğu ordusuna mensup asker ve İngiliz ordusuna mensup askerde görülen Shell Shock benzeri durumların yaşandığını gösteren örnekler şöyledir :
Anekdot 1 : Mehmetçiğin Sessiz Çöküşü (Arıburnu Cephesi )
1915 yılı Temmuz ayında, Arıburnu cephesinde görevli 20 yaşındaki er Mehmet Ali, günlerce süren topçu bombardımanının ardından siperden çıkarıldığında konuşamaz, titrer ve gözleri boş bakar haldedir. Fiziksel bir yarası yoktur. Komutanları önce “emre itaatsizlik”ten dolayı onu sorgular. Ancak cephe revirindeki bir hekim, onun durumunu “sinirsel çöküntü” olarak kaydetmiştir. Mehmet Ali, günlerce normal fonksiyonlarına dönememiştir.⁴
Anekdot 2 : İngiliz Piyade Erinin Travması ( Çanakale Gelibolu Cephesi )
Bir İngiliz asker, Gelibolu Cephesi’nde yaşanan yoğun bombardıman sonrası aniden kısmen felç geçirmiş, konuşma zorluğu ve işitme bozukluğu yaşamaya başlamıştır. Yapılan muayenede beyin hasarına dair herhangi bir fiziksel belirtiye rastlanmamıştır. Charles Myers’in 1915’teki tanımlamasına benzer olarak bu semptomlar, “fonksiyonel nörolojik bozukluk” çerçevesinde ele alınmış ve Shell Shock olarak değerlendirilmiştir.⁵
Shell Shock Tanısının Gelişimi
Charles Myers’ın ilk gözlem ve yayınları, Shell Shock’un psikolojik bir bozukluk olarak ele alınmasının önünü açmıştır.⁶ Ancak bu tanı başlangıçta ordu tarafından kabul görmemiştir. İngiliz askeri yetkilileri, vakaları disiplin eksikliği olarak değerlendirip birçok askere ceza vermiştir.⁷ Buna karşın Shell Shock, savaş tarihinin ilk kitlesel ruhsal travma vakası olarak kabul edilir ve tıp tarihi açısından büyük öneme sahiptir.⁸
Panik Atak: Modern Dünyanın Görünmez Krizi
Panik atak, fiziksel bir tehdit olmadan aniden ortaya çıkan, yoğun korku ve fiziksel semptomlarla karakterize bir kaygı bozukluğudur. Kalp çarpıntısı, nefes darlığı, göğüs sıkışması, ölüm korkusu gibi belirtilerle ortaya çıkar.⁹ Beynin korku merkezi olan Amigdala, dışsal bir tehlike olmaksızın “acil durum” sinyalleri göndererek bu süreci tetikler.¹⁰ Günümüzde panik atak, birey merkezli ve bilimsel temelli yöntemlerle tedavi edilebilmektedir:
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)
SSRI grubu Antidepresanlar
Nefes kontrolü ve gevşeme egzersizleri
Farkındalık temelli yaklaşımlar¹¹
Bu yöntemler sayesinde panik atak artık “zayıflık” olarak değil, beynin işleyişindeki işlevsel bir bozukluk olarak değerlendirilmektedir.¹²
Sonuç
Shell Shock ve Panik Atak farklı çağların ürünleri gibi görünse de aslında aynı insan doğasının sınırlarını gösterir. Biri savaşın yıkımıyla, diğeri modern yaşamın görünmez baskılarıyla tetiklenir. Bugün panik atak daha iyi tanınmakta ve empatik yaklaşımlarla tedavi edilebilmektedir. Bu ilerleme, geçmişte yaşanan travmaların ve yanlış anlaşılmaların bizlere bıraktığı tarihsel bir bilinçtir.
Her ikisi de insan zihninin aşırı stres ve korku karşısında verdiği hayatta kalma tepkileridir. Bugün panik atak, tıbbî olarak tanınan ve empatiyle karşılanan bir ruhsal bozukluk haline gelmişken; Shell Shock, geçmişin yanlış anlaşılan ve cezalandırılan travmalarına dair bize önemli dersler sunar. Bilimsel gelişmeler sayesinde artık bu sessiz çöküşler anlaşılabiliyor ve onarabiliyor. Ancak geçmişteki yanlış yargılar ve göz ardı edilen acılar, ruh sağlığını yalnızca tıbbî değil, insanî bir mesele olarak ele almamız gerektiğini bize hatırlatır. Çünkü savaş sadece cephede verilmez, bazen insan zihninin en karanlık köşelerinde de büyük mücadeleler yaşanır.
Şeref Umut Ersop
Tarihçi
Dipnotlar
- Peter Leese, Shell Shock: Traumatic Neurosis and the British Soldiers of the First World War (New York: Palgrave Macmillan, 2002), 14–16.
- Charles S. Myers, “A Contribution to the Study of Shell Shock,” The Lancet 185, no. 4772 (1915): 316–320.
- Jay Winter, The Cambridge History of the First World War, Vol. 3 (Cambridge: Cambridge University Press, 2014), 57–60.
- Mustafa Erdem, “Osmanlı’da Savaş Psikolojisi ve Tıbbi Müdahale,” Toplumsal Tarih 239 (2014): 30–33.
- Ben Shephard, A War of Nerves: Soldiers and Psychiatrists in the Twentieth Century (London: Jonathan Cape, 2000), 35–40.
- Charles S. Myers, Shell Shock and Other Neuropsychiatric Problems (London: Cambridge University Press, 1940), 22–25.
- Joanna Bourke, Dismembering the Male: Men’s Bodies, Britain and the Great War (Chicago: University of Chicago Press, 1996), 111–115.
- Edgar Jones and Simon Wessely, “Shell Shock to PTSD,” History of Psychiatry 20, no. 1 (2005): 14–19.
- Oğuz Karamustafalıoğlu ve Doğan Şahin, Kaygı Bozuklukları (İstanbul: Nobel Tıp Kitabevi, 2018), 70–75.
- A. Çetin Kuruoğlu, “Kaygı Bozukluklarının Nörobiyolojisi,” Türkiye Psikiyatri Derneği Yayınları, 2009.
- Rıza Tükel, “Panik Bozukluk: Klinik Özellikler ve Tedavi,” Klinik Psikiyatri Dergisi 18, no. 1 (2015): 9–16.
- Orhan Öztürk ve Ayşegül Uluşahin, Ruh Sağlığı ve Bozuklukları, 16. Baskı (Ankara: Nobel Tıp, 2020), 328–332.