Her yıl dönümlerinde Engelliler Haftası, kuruluşlar ve kişiler tarafından, afişler duyurular ve etkinlikler ile tekrarlanır, bir sonraki yıla kadar unutulur… Engelli kuruluşları ve yakınları engelli sorunlarıyla yaşamaya devam ederler. Engelli kuruluşları desteklenmediği gibi, engelli maaşları vermemek için engellilik yüzdeleri de yeni heyet raporlarıyla daha düşük gösterilip; engelli bakım ücreti asgari ücretin bile 4’de 1 olarak belirlenmekte…
Engellilere, engelli maaşı vermemek için, engellilerin aile içinde, anne ve baba maaşı, aile nüfusuna bölünerek, kişi başına 450 TL’nin üzerinde gözüküyorsa, ailesinin geliri var diye engellinin yasal hakkı olan maaşı verilmemekte…
Engellinin, babasına ve annesine miras kalan köy evi bile, engelliye maaş vermemek için gerekçe olarak gösterilmekte…
Engelli yakınlarının birçoğuna gerekli sosyal hizmet verilmeyip, iletişim amaçlı bile engelli ailesi tespiti (haritası) yapılamamakta…
Engelliler arasında özellikle zihin ve beyin engellilere iş ve destek verilmediği gibi binlerce epilepsili; “cüzzamlı “gibi itilip, tecrit edilip işten çıkarılmakta, hatta Sağlık Bakanlığı raporuna göre, diğer engellilerin 3 katı işsizliği iliklerine kadar hissetmekte…
%40 engellilere araç alımında vergi desteği verilirken, epilepsili %40 engelli olunca ehliyet alamamakta, nöbet geçirmeyip; ehliyet alanlara da vergi desteği verilmemekte…
Engel derecesi saptanamayan tek hastalığı yaşana epilepsililer, süreklilik göstermeyen nöbetlerden dolayı ne engelli, ne de engelsiz kategorisinde olduğu da bilinen bir başka gerçeği sergilemekte…
Sağlıklı olan kişinin bir anda nöbet geçirip, 1-2 dakika içinde kendine gelmesiyle karşı taraftan gelen korku, çekimserlik yaklaşım ile oluşan dışlama sonucunda, dünyada ve ülkemizde intiharda da ilk sırayı almaya devam etmesine rağmen, hiçbir şey yapılmamakta…
Engelliler için gerekli desteği görmemizi sağlayamayan ama araç desteği, ekonomik destek gibi birçok konuda köstek olan birçok kurumun karşısında, Kent Konseylerindeki Engelliler Meclisi engelliler için ne yapmakta?
“Engelliler Meclisi ” ne işe yarar?
Bütün engelli kuruluşları bir araya gelse (yaklaşık 12 milyona yakın engelli var) iktidar partisinden bile çok oya sahip olurlar. Neden dersek; nüfusun ne kadar geniş bir kitlesi… Ancak her alanda olduğu gibi bu alan da bir araya gelemediği gibi, engelliler olarak kapının dışında kalıyor. Peki yüzde kaç engelliyi dışarıda sokakta, işte, sosyal yaşamda görebilmekteyiz?
Ortopetik engelliler, merdiven başlarında, görme engelliler “kaldırım tratuarlarında ve yol çukurlari”nda kalırken, zihinsel engelli şizofreni hastaları “oda hapsinde” ömür geçirirken, epilepsi hastaları toplumdan dışlanmamak için rahatsızlığını saklayarak; kendilerini toplumdan izole etmekte…
Ne devlet gerçekten epilepsilileri hissediyor, ne de epilepsiler bir araya gelebiliyor. Çünkü epilepsililerin çoğu, epilepsili olduğunun hissedilmemesi için, ilacı yazdırmadan, derneğe katılmadan, sosyal medyada epilepsi ile ilgili sayfalara üye olamadan, işe girişte işverenden saklayarak, evlendiği kişiye bile söylemekten çekinerek yaşıyor. Böyle binlerce epilepsili var. Oysa ülke genelinde 12 milyon engelli grubu ses getiriyor da, sadece epilepsisi olan 950.000 kişi olunca neden ses duyulmuyor? Ülkeyi kucaklayan tek epilepsi hasta derneği olmasına karşın ne kişi, ne kurum, ne devlet; nasıl oluyor da hâlâ görmüyor; göremiyor; gösterilmiyor veya görmek istenilmiyor??
Kent konseyinde bulunmak
“Engelliler Meclisi” Kent Konseylerinde bulunmuş olmak için mi bulunuyor?
Ortopedik, görme ve işitme gibi organik engelliler, kalp, böbrek gibi dahili engelliler ve aizemer, ms, otistik, epilepsi gibi zihinsel, ve beyinsel engelliler, şizofren, panik atak gibi psikolojik engelliler, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ının Yaşlı ve Engelli Bölümü bağımsız kurum çatısı altında ne derece temsil edilmeli.
Sadece adı duyulan STK’lar, sponsorları olan kurumlar değil, tüm engelliler, engelli federasyonlarının kararlarına ve söz hakkına katılabilmeli.
Nüfusunun % 12’ü engelli olan, aileleriyle birlikte %52’lik bir toplumsal kesim olan Engelli ve Engelli Yakınları “iletişim ve dayanışma” dernekleri kurarak; farklı noktalardan ses getirebilmeli.
Dernekler, platformlar, odalar gerekirse daha fazla bilgilendirilerek, hem uluslararası, hem ulusal, hem de yerel dernekler Kent Konseylerinde yerini almalı ve Engelli Meclislerini aktif ve sorun çözmede etkin hâle getirilebilinmeli.
Dijital medya dönemine girdiğimiz şu günlerde engelli iletişim ve dayanışma ağları kurulmalı.
Şiddet mağduru kadınlar için geliştirilen engelli iletişim hattı ve alarmı gibi “Engelli ilkyardım” alarmı kurularak, ilk yardım butonları oluşturulmalı.
Engelliler, engeline uygun her meslek grubunda olabildikleri gibi, siyasi partilerin en önemli noktalarında da yer alabilen, hatta parti kuruluşlarında dahi bulunabilenlerdir.
Engelsiz olmak, engelli olunmayacak anlamına gelmez! Engelliler için empati kuracak “farkındalık” sağlayacak, kamusal ve toplumsal girişimleri, teşvik edilebilir.
Kent Konseyi Engelliler Meclisi, bütün engelli yakınlarını ve onların kuruluşları ile etkin hâle gelebilir. Yeter ki engelliler ve yakınları için bir şeyler yapma niyeti hissedilsin.
Yeter ki engelli yakınlarının birbiriyle iletişim kurması, halkın bilinçlenmesi ve dayanışması için gerekli desteğin ve yönlendirmenin yapılması sağlansın.
Kent Konseyi Engelliler Meclisleri, bulundukları her semt ve kentte engellileri tespit edip, ailelerini bir araya getirerek, dernek, kooperatif kurmalarına destek, kurulu olanlara ise yer ve imkân vererek,
işlevlerin yerine getirilmesi sağlansın.
Bizler 2003 yılından beri sahada olan epilepsililer olarak, kendilerini engelli konusunda ‘en hassas’, ‘en ilgili’ partiler olduğunu söyleseler de, bugüne kadar bir kere bile bizlere yer göstermemiş kurumlar olduğunu bilerek, yaşayarak, iliklerimize kadar hissederek yaşamış 950.000 epilepsili adına, sadece Engelliler Haftasında bari duymalarını, görmelerini, hissetmelerini dileyelim.
Haydi şimdi! Engelli ve yakınları olarak ilk adımı atarak ,”Engelli Yakınları Kurultayı” düzenleyelim.
Derneklerin siyasal, ekonomik, sosyal gücüne bakmadan, her birine eşit mesafede yaklaşarak, bir adım atalım.
Daha söyleyecek sözlerimiz var!
Yeter ki; “Engelli Meclisleri” engelli yakınlarıyla dolsun…
Ebru ÖZTÜRK
Epilepsi ve Yaşam Derneği Kurucusu ve Başkanı
Epilepsi ve Yaşam Platformu Kurucu Başkanı