Ruhsal Bedensel
  • Ana Sayfa
  • Ruhsal
  • Bedensel
  • Haberler
  • Yazılar
  • Videolar
  • Kültür
  • Söyleşi
  • Fikir Al & Ver & Paylaş
Sonuç bulunamadı
Tümünü Göster
  • Ana Sayfa
  • Ruhsal
  • Bedensel
  • Haberler
  • Yazılar
  • Videolar
  • Kültür
  • Söyleşi
  • Fikir Al & Ver & Paylaş
Sonuç bulunamadı
Tümünü Göster
Ruhsal Bedensel
Sonuç bulunamadı
Tümünü Göster
Ana Sayfa Yazılar

Tahakküm ve Korku – Şükrü Alkan yazdı…

Bu Bağlamda ki İnsanın Ruhsal Görüntüleri

22 Nisan 2022
Yazılar
0
Tahakküm ve Korku – Şükrü Alkan yazdı…
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Eğer korku insani bir özellikse ki şu ana dek böyle bilmekteyiz. Genel ve görünen, soyut değil, somut bir korku durumunun insan için mutlaka bir anlamı vardır. Anlam ihtiva eden faka basmadan önlem alabilen insan korku ile baş edebilir. Korku ile baş etmek  için nedensellik ve faktörel meseleleri de göz ardı ederek değil, iyi hesaplamanız gereken korkunun içeriğini bilmek zorundasınız.

İyi bir tahakküm- egemenlik – iktidar işlevsel olabilirse, bilinmeli ki bunun, tahakkümün teknik ve yöntemlerinin rasyonel olarak  kullanılması ile mümkün olabilmektedir.

Küçük bir grubun yani oligarşik bir azınlığın kendinden kat ve kat daha büyük bir gruba tahakküm edebilmesi için egemenlik –otorite yani sözünü ettiğim tahakküm edebilme yetkinliğini pekiştirecek yöntem ve tekniklere başvurma ihtiyacı duyar.

Büyük filozof David Hume’un da belirttiği gibi ”aslında fiziksel gücün daha büyük olanının büyük çoğunluğun –kitlenin kendisidir..” ki bu fiziksel büyük güce egemenlik oluşturabilmek ve baskı uygulayabilmek için, korkuyu yaymak  üretmek ve öncelikle psikolojik, ideolojik ve  maddi enstrümanları kullanmak gerekir.  Bu, insanlık ve  uygarlık tarihinde var ola gelen bir durumdur maalesef.

Antik Yunan döneminde yaşamış  büyük tarihçi Polybios’un sözünü ettiği “ Kitleler huzursuz ve maniktirler…” ne yapacakları konusunda hesap yapmazlar ve reel düşünceleri ile pek az var olurlar : işte bu kitle tarzını yönetmek için korkuyu  öncelikli ve sistematik hale dönüştürmeniz gerekmektedir.. Bir bakıma kitlelerin önüne çit çekilerek huzursuz olanı durdurabilirsiniz ki, sınırlama ve sınırlandırma meselesi iktidar gücünün sınır çizme hattı olarak görülebilmesi meşru bir zemine korkutularak  başvurulduğunu müşahede etmekteyiz.

Ancak bu görülen sınır ve sınırlandırma demokratik rejimlerde hukuki bir zemine ve kontrol – denetim mekanizmasına bağlı olarak oluşturulur.. Demokratik rejimlerde korku yaratılarak değil, güven ve  hukuk normlarına bağlı yasama, yürütme ve yargı organlarının tam işlerlik içinde çalıştıkları ve birbirlerinden bağımsız olduklarından korku ile baş edebilen bir toplumu ve bireyi görebilmekteyiz.

Demokratik denetim sisteminde insanlar anayasal haklarını kullanır ve kendilerini ifade ederler. Dağınık ve kaotik yapılanmalar ile halkın dağınık hali yine hukuk ve demokratik denetim  yolu ile düzeltilerek,  korku hallerinin  önlenebilmesi mümkün olacaktır.

Bu söz konusu değilse, korkuların ifade edileceği zemin yok olur. Korkunun, somut ve meşru demokratik hukuk zemininde ifade edilebilmesi, güven ve barış,  hatta toplumsal barışın sağlanabilmesini de mümkün kılacaktır.. Tahakkümün bir an korku ile sağlandığını düşündüğümüzde, insanlar somut korkular yerine kaotik dağınık ve fobik diye adlandırdığımız nevrotik hastalandırıcı korkulara sahip olur ve onları oldukça büyütüp geliştirirler…İşte bu durumda  tahakküm eden  ile kitleler arasında çok uzun bir mesafe ve yabancılaşma ile kontrol edilemeyen bir korkunun  özellikle Covid 19’un yaydığı belirsizlik travmatik bir meseleye dönüşmesi kaçınılmaz olacaktır.

Çoğu kez ‘korku imparatorluğu’ndan bahsedilerek, Corona –covid 19 ile yayılan korkuya dikkatinizi çekmek istiyorum:

Öncelikle Covid 19 konusunda özenle seçtiğim bilgileri değerlendiriyor ve olması gereken tüm  ve gerçekçi önlemleri geçmişte olduğu gibi şimdide almak durumundayız. Temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldıracak nitelikteki korkuyu egemen kılmak yerine, halkın yaşadığı ve yaşayabileceği travmatik ve travma sonrası  bozuklukların daha az seviyede olabilmesi için kendisini  ifade edebileceği ve travmalarını anlatabileceği zeminlerin oluşturulması zaruridir. Pasifize edilmişlik hissi inanın çok daha korkunç durumlara yol açabilir:

İfade edilemeyen korkular bilinçaltına itilerek sorun çözülemez. İnsanlara bu virüs ile olan savaşlarını, düşünce ve duygularını çeşitli platformlarda aktaracak imkanlar sağlanmalıdır. Çünkü ve eğer insanlar kendilerini dışlanmış ve ve pasifize edilmiş olarak bu virüsü izler ve hiç konuşamazlarsa, korkarım ve tereddüt ederim ki sonuç hiç de güzel görünmeyecektir. Hümanizmin bir gereği olarak insanlar için televizyon kanalları açık tutularak,  düşünceler ve sorular açık bir şekilde tartışmaya açılmalıdır. Korkuların ifade edilebilmesi  sağlıklı ve daha az travmanın yaşanabileceğinin de garantisidir. Sırf ve sadece bilim adamlarının görüşleri değil, toplumun tüm kesimlerinin de düşünce ve fikirleri vardır; Ancak izolasyonun  meşru zemininde aktarılmış korkunun ve ifade edilmişliğin mutluluğu ile bu virüsün travmatik etkisini epeyce azaltabilir ve zayıflatabiliriz.

Karanlıkta kalan ve elinde tutulamayan çocuklar gibi bir anda marketlere koşan kitleleri görünce ve hala bu potansiyel söz konusu ise, çıkarmamız gereken bir tek ders vardır:

Gerçek anlamda bilgi ve aydınlatıcı çalışmalara reel olarak devam edilmeli ve belirsizliği ortadan kaldıracak, temel demokratik hakların korunması konusunda halka güven vermek zorunluluğu da icap etmektedir.

Tarihsel olarak tahakküm ve iktidar meselesinde iktidarlar acıya katlanarak acıda çektirirler; Hitler gibi acı çeken ve acı çektiren  veya dünyada ki askeri  cunta dönemlerinin acılarını dikkate aldığınızda korkunun egemenliğin bir vasıtası olarak kullanıldığını görürsünüz..

Emperyalist Birleşik devletlerinin yaydığı korku bir enstrüman olarak halkların zapturapt  altına alınabilmesi için ‘demokrasi  getiriyoruz’ yalanına kaptırılmış olan dağınık halk kitlelerini fena halde tarihin ve uygarlığın gerisine atabilmiştir. Irak, İran, Suriye, Libya, Afganistan ve diğer ülkeler  üçüncü dünyanın bir yarası olarak  kan gölüne dönüştürülerek dünyanın  en pis mirasları olan feodal ağalık dönemlerine yeniden geçmişlerdir…Burada özgürlük aramak absurd olduğu kadar beyhude bir çabanın sonucu olarak korku imparatorluğuna hizmet etmek olacaktır en nihayetinde.

Özellikle  liberal kapitalizmin azman savunucusu ABD’nin koronavirüs ile ilgili aldığı tedbirler insan odaklı değil, finans kapitalin önceliklerini öne alan tutumuyla yaydığı korku ve tahakküm ile parçalanma ve bölünme eşiğine gelebileceğini varsayıyorum.

İşte şu anda ülke olarak demokratik dayanışmanın ve uzlaşmanın en çok hissedilmesi gereken dönem ve aşamasındayız.

Uzm. Psikoterapist Eğitmen Şükrü Alkan

Şükrü Alkan

PaylaşGönder

İlişkili Gönderiler

Engelliler Günü Ne İşe Yarar? – Ebru Öztürk yazdı…
Yazılar

Engelliler Günü Ne İşe Yarar? – Ebru Öztürk yazdı…

12 Mayıs 2022
Bir Çocuk Hayatından Nasıl Koparılır? – Şükrü Alkan yazdı…
Yazılar

Bir Çocuk Hayatından Nasıl Koparılır? – Şükrü Alkan yazdı…

6 Mayıs 2022
Eril Hegemonya ve Ağaç – Şükrü Alkan yazdı…
Yazılar

Eril Hegemonya ve Ağaç – Şükrü Alkan yazdı…

26 Mart 2022
Sonraki Yazı
Biyolojinin ötesine geçmek: Epigenetik Devrimi

Biyolojinin ötesine geçmek: Epigenetik Devrimi

Bir Çocuk Hayatından Nasıl Koparılır? – Şükrü Alkan yazdı…

Bir Çocuk Hayatından Nasıl Koparılır? - Şükrü Alkan yazdı...

Engelliler Günü Ne İşe Yarar? – Ebru Öztürk yazdı…

Engelliler Günü Ne İşe Yarar? - Ebru Öztürk yazdı...

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin

Facebook Twitter Instagram

Önerilen

Nur Taran Yoga Eğitmeni

Kundalini Yoga ve Meditasyon’la Rahatlama Rehberi

2 sene önce
Sporcu Yaralanmalarını

Futbolda Sporcu Yaralanmalarını Neden Önleyemiyoruz?

1 sene önce
Her 10 Kadından 8’i Psikolojik Şiddete Uğruyor

Her 10 Kadından 8’i Psikolojik Şiddete Uğruyor

2 sene önce
Sağlıklı Yaşam

Sağlıklı Bir Yaşam İçin 10 Öneri

2 sene önce

Kategoriler

  • Ruhsal
  • Bedensel
  • Haberler
  • Yazılar
  • Videolar
  • Kültür
  • Söyleşi
  • Genel
Sonuç bulunamadı
Tümünü Göster

Öne Çıkanlar

Bağışıklığın Arka Bahçesi

7. Dünya Yoga Şampiyonası’nda Türk Sporcular Tarih Yazdı

Prof. Dr. Arif Verimli: ‘Beni Kimse Sinirlendiremez’

Beden, Zihin Ve Ruh Uyumu İçin: ‘Bedeni Çalıştırma Sanatı’

Hibya Güncel’de Şiir, Sanat Ve Ruh Sağlığı Konuşuldu

‘Sadece Bedensel Değil Ruhsal Gelişime De Odaklanacağız’

Trendler

Strep A Enfeksiyonu Artış Gösteriyor! Bu Belirtilere Dikkat
Bedensel

Strep A Enfeksiyonu Artış Gösteriyor! Bu Belirtilere Dikkat

Yazar ruhsalbedensel
1 Şubat 2023
0

İngiltere başta olmak üzere Avrupa'da onlarca çocuğun ölümüne sebep olan Strep A enfeksiyonu Türkiye'de görüldü. İstanbul Okan...

‘Filmlerdeki O Sahne Tıbba Göre İmkansız’

‘Filmlerdeki O Sahne Tıbba Göre İmkansız’

30 Ocak 2023
Katarakt

Katarakt Hastalığı Her Yaşta Görülebiliyor

28 Ocak 2023
Bağışıklığın Arka Bahçesi

Bağışıklığın Arka Bahçesi

24 Ocak 2023
Dünya Yoga Şampiyonası

7. Dünya Yoga Şampiyonası’nda Türk Sporcular Tarih Yazdı

23 Ocak 2023
Ruhsal Bedensel

Birbirini besleyen ‘Ruh’ ve ‘Beden’in sağlıklı gelişimine katkıda bulunmak amacıyla kurulmuştur.

Takipte Kalın…

  • Strep A Enfeksiyonu Artış Gösteriyor! Bu Belirtilere Dikkat 1 Şubat 2023
  • ‘Filmlerdeki O Sahne Tıbba Göre İmkansız’ 30 Ocak 2023
  • Katarakt Hastalığı Her Yaşta Görülebiliyor 28 Ocak 2023

Kategoriler

  • Ruhsal
  • Bedensel
  • Haberler
  • Yazılar
  • Videolar
  • Kültür
  • Söyleşi
  • Genel

Abone Ol

Bültenimize Abone Olun!

© 2021 Tüm Hakları Saklıdır.

  • Hakkımızda
  • Künye
  • İletişim
Sonuç bulunamadı
Tümünü Göster
  • Ana Sayfa
  • Ruhsal
  • Bedensel
  • Haberler
  • Yazılar
  • Videolar
  • Kültür
  • Söyleşi
  • Fikir Al & Ver & Paylaş

© 2022 Ruhsal Bedensel Tüm Hakları Saklıdır..