Yaşamın labirentinde ilerlerken; hayata yetişme telaşında, gündelik koşturmacalarımızın kaosunda; zaman zaman daraldığımız, soluksuz kaldığımız, içinden çıkamadığımız, çaresiz kaldığımız anlarda ya da durumlarda buluruz kendimizi.
İşte böyle zamanlarda yaşadıklarımıza objektif bakabilecek, bize çözüm yolları sunabilecek biriyle konuşmak isteriz.
Tüm bunları yaşam koçu Adem Alibaş ile masaya yatırdık.
RuhsalBedensel.com / Melike Birgölge
- Yaşam koçluğu psikologlukla eşdeğer zannediliyor çoğu zaman. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Evet, böyle bir algı var maalesef! Böyle düşünülmesinde biraz da bizim payımız var. Şöyle; sosyal medyada yayımlanan, toplumumuzun kronikleşen sorunları ile ilgili bilinçsiz paylaşımların yer alması gibi… Oysa yaşam koçunun görevi, karmaşasında boğulup içinden çıkılmaz sandığı konularda danışanına yardımcı olmasıdır. Tıbbi konularda ilgili uzmanlara yönlendirmeleridir.
- Yaşam koçunun asıl amacı nedir?
Yaşam koçu, kendisine başvuran danışanının hikayesini dinler, kendisinden istenen desteği danışanının belirlediği çerçevede yardımcı olur.
- Kimler yaşam koçundan destek almalıdır?
Geniş kapsamlı bir soru, kısaca özetleyecek olursak; nereden başlayacağını bilemeyen, kendini ifade etmekte güçlük çeken, dikkat dağınıklığı yaşayan, cesaretin, kaybetmiş, değersizlik hissine kapılmış olanlar başta olmak üzere… Spesifik olarak cevaplamak gerekirse, yaşam enerjisini kaybetmiş her birey.
‘YOL HİPNOZU DİYE BİR KAVRAM VAR!’
- Size daha çok hangi konuların çözümü için geliyorlar?
Az önce saydıklarıma ek olarak… İşverenler, personellerinin motivasyonlarını yükseltmeye yönelik ve kendilerinin mental yorgunluklarını hafifletmeleri gibi. Biraz açacak olursak, yol hipnozu diye bir kavram var. Ne kadar tecrübeli sürücü olursanız olun, belli bir mesafeden sonra dinlenmeniz gerekir. Çünkü körlük başlar. Tecrübe, iş dünyasında önemli bir unsur fakat yeterli değil. Dinlenmeyi sadece tatil yapmaktan ibaret zannediyoruz. Müthiş bir yanılgı! Meşakkatli koşuşturma içerisinde düzgün nefes alma, olaylara kontrollü bakma, yerinde aksiyon almak, süreci doğru yönlendirme…
‘SOLUKLANMA ALANIYIM!’
- Danışanlarınızla aranızdaki en önemli unsurlar neler?
Ben onların her zaman hiç beklemedikleri anlarda karşılarına çıkan soluklanma alanıyım. Onlar da, benim kimi zaman davetsiz kimi zaman haberli gelen güzel misafirlerim.
‘BUGÜN YAŞADIĞIMIZ ONCA GÜZELLİKLER, BİR DÜNÜN YARINI DEĞİL Mİ?’
- ‘Gelecekten gelmiyoruz, var olana varıyoruz’ diyorsunuz. Hal böyleyken, insanların, manasız, anlamsız telaşları nedendir dersiniz?
Evet, var olana varıyoruz. Kainatta olmuş ve olacak olan her şey olmuştur. Örneğin, şu an bu sohbetimiz ezelde olmuştu ve biz bu olmuşu yaşıyoruz. Bugün modern tıbbın anksiyete diye tanımladığı bir durum yani gelecek endişesi. Sebep – sonuç olarak ele alacak olursak, başarı bize dayatılan bir kabus! Kabus diyorum çünkü insan her daim başarılı olamaz, beraberinde hep mutlu da olamaz, insanın tabiatına aykırı bir durum. Kendini başarı odaklı motive edince ve ulaşamayınca hezeyan dolu bir öykü çıkıyor.Sonuç; ben yetersizim, başarısızım ve ‘niye yaşıyorum’lar doğuyor. Oysa gelecek hep felaket getirmez! Şöyle bir bakalım geçmişimize, bugün yaşadığımız onca güzellikler, bir dünün yarını değil mi?
- İnsanların hayatta en çok zorlandığı, darda kaldığı konular neler?
İnsanımız, en çok kendisini ifade edememesinden, anlaşılamamaktan ve anlaşılmadığını düşünmesinden muzdarip.
‘ÜMİTSİZLİĞİN VEHMİNDEN SIYRILAN HERKES, HAYATINA YENİDEN DOĞUYOR!’
- Bazı insanlar, yaşamlarında yeniden doğarlar. Bu durum, neyin farkındalığıyla başlar? Nelerle kendini gösterir?
Her doğum sancılıdır ve bir süreç gerektirir. Ümitsizliğin vehminden sıyrılan herkes, hayatına yeniden doğuyor. Bir önceki yaşamlarını bir tecrübe olarak görüyor ve kendisine kattığı değeri fark ediyor. Bu durum kişinin kendisinin geçmişi, bugünü ve yarını ile barışık yaşamasını sağlıyor.
‘İYİ OLAN HER ZAMAN İYİDİR!’
- İnsanlar, yaşam maratonunun patikasında ilerlerken, hayatta neleri kaçırıyorlar?
‘En iyi, iyinin düşmanıdır’ derler. Çoğumuz en iyisi olsun derken elimizdeki ve gönlümüzdeki iyileri birer birer yok ediyoruz. Güzel olan her zaman iyi olmayabilir fakat iyi olan her zaman iyidir. Bunu fark ettiğimiz gün, yanımız ve yarınlarımız güzelleşecek.
‘SANATÇI ALKIŞ, SPORCU TEZAHÜRAT İSTER!’
- ‘İyi ki bu mesleği yapıyorum’ dediğiniz durumlar ve zamanlar?
Sanatçı alkış, sporcu tezahürat ister. Bizim mesleğimiz bunlara pek açık bir alan değil. Danışanımın gözlerindeki umutsuzluğun umuda döndüğünü görünce tüm yorgunluğum bitiyor ve ‘iyi ki’ diyorum. Bir insanın, hayata yeniden tutunmasına vesile olmak, tarifsiz bir mutluluk.